Kürdistan, Kasr-ı Şirin (1639) i ve Lozan Antlaşması’yla (1923) dört parçaya bölünmüş, Ortadoğu’da 550.000 kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ülkedir. Eski istatistiklere dayanılarak yapılan tahminlere göre Kuzey Kürdistan’da (Türkiye) 18, Doğu Kürdistan’da (İran) 8, Güney Kürdistan’da (Irak) 4, Güney-Batı Kürdistan’da (Suriye) 1,5 Milyon olmak üzere, 35 Milyonu aşan bir nüfusa sahip.
Kürtler bu güne kadar kısa süreli de olsa varlıklarını sürdürebilmiş bir çok devlet kurmuşlardır. Tarihsel sıralamaya göre bazı Bağımsız Kürt Devletleri-Yönetimleri:
TARIHTE GUTILER
Zagros daglari ve Asagi Zap nehrinin kiyilarinda yasayan ve bu günkü Kürtlerin atalarindan biri olan Gutiler, M.Ô. 2700 yillarinda müstakil bir devlet kurar, Mezopotamya ve cevresindeki verimli top-raklara yerlesirler. Mezopotamya kuzeyindeki Akad memleketlerini MÔ. 2649 yillarinda isgal edip tam iki asra yakin, Sümer ve Akadlari idare eden Gutiler, MÔ. 2400 yillarinda Lololarla birleserek güclü bir devlet kurar ve büyük bir medeniyeti gelistirirler. Tekrar Akatlara karsi yenik düsen Gotiler eki vatanlari olan Zagros daglarina cekilmek zorunda kalirlar ancak M.Ô. 2700 yillarin Asur Imparatoru 1.Salmanasarla kanli bir savasa giren Gotiler tarihi bir direnis ve basari gösterdiler.
Kürt ve Kürdistan Tarihi 1-90
LOLLOLAR KIMDIR ?
Lololar, eski tarihte Süleymaniye bölgesinde oturan büyük zagros halk toplulugundan biridir. Bu günkü Kürtlerin atalarindan olan lollolar, tarihin degis dönemlerinde, devletler kurmus, bagimsizlik ve özgürlüklerini sürdürmüs, ilim, sanat ve kültürde hayli ilerlemis, vatanlarini korumak icin komsulari olan Asur ve akatlarla bir cok savaslara girmislerdir. Zehave b¨¨olgesinde kesf edilen milattan önce 2800yillarinda Lolo kraligi dönemine ait olan bir antik levhaya göre Halman (bu günkü Hilvan) bölesiyle Zehave bölgesi o dönemlerde lollo kraligina bagliydi. Lololarin devleti, Süleymaniye, Sêxan, Zehav, Sehrizor ve Kerküke kadar genis bir sinir vardi. Devletin baskenti Zimri sehriydi.
Dogu Tarihi 186 / Kürdistan Tarihi-2/83
LOLLO DEVLETI
Lollolarin kurduklari devlet, yaklasik bin yil devam ettikten sonra milattan 18.yüzyilda Akad krali Naram-sin´in saldirisina ugrar ve Akatlarin yönetimine gecer. Gotilerin Akat topraklarini isgal hareketi sirasinda, lollolar, tekrar bagimsizliklarini kavusurlar ve Gotilerle iyi dostluk iliskilerini kurarlar. Milattan önce 10. yüzyilda Asurlarin saldirilarina maruz kalan Lollo krali (Amixa) Süleymaniye yakininda bulunan "Pirmigro" kalesine kacmak zorunda kalir ve baskent Zimri kenti, Asurilerin denetimine girer. Sonra Asurlarin kendi aralarindaki anlasmazliklarindan ötürü Lollo bölgesi bir cok huzursuzluk, baskaldiri ve kavgalara sahne olur. Bu durum Asur hükümetin yikilis ve Med Imparatorlugunun kurulusuna kadar devam eder.
Kurdistan tarihi cilt -1 /85
SEDDADI KÛRT DEVLETI
Miladi 951 Hicri 340 yilinda Eran bölgesinde Kürt Seddadi ogullari tarafindan kurulan bu devlet, Islam döneminde kurulan Kürt devletlerinin en uzun ömürlüsü ve en kuvetlilerinden biridir. Nahcivan, Gence, Tiflis, Demirkapi, Karabag, Ani, Duvin gibi bölgenin büyük kentlerini icine alan bu devletin sinirlari bir ara Malatyaya kadar uzanir. O tarihte güneyinde Mervani Kürt devleti de vardi. Azarbaycan hükümdari Salarmerzubanin esir düsmesi üzerine bölgede bagimsizlik ilan eden Seddadin oglu Muhammedin Gence kentinde tahta oturmasiyla kurulan ve on dört kürt hükümdari tarafindan yönetilen bu devlet, her ne kadar Selcuklu sultani Meliksahin bölgeye 1075 yilinda girmeyisle sona ermissede bölgenin bazi yöreleri Gence kenti gibi miladi 1091 tarihine kadar bu süllalenin egemenligi altinda kalmistir.
Kürt ve Kürdistan tarihi cilt 2/94
HASNEVI KÜRT DEVLETi
İslamiyetten sonra kurulan Kürt devletlerinden biriside Hasnevi Kürt devletidir. Bu devletin temeli, Hicri 330 yilinda berzekan asiret reisi Hüseyin aganin eliyle atilir. Bütün hemedan bölgesini icine alan bu devlet, kurucusu Hüseyin aganin vefatiyla dirayetli olan oglu Hasan veyhin denetimine gecer. Babasindan sonra hükümeti cok iyi yöneten Hasan veyh, halkin sevgisini kazanir ve devlete de isimini verir. Günden güne güclenen bu devlet, Nehavent, Semgan ve Dinur kentleriyle bazi Azarbaycan sehirlerini de icine alir. Devletin baskenti, Hasan veyh tarafindan kurulan Sermac sehri idi. Dirayetli devlet reisi Hasan veyh, Hicri 369 yilinda Sermac kentinde vefat eder.MITANILER
Tarihci Spayirzere göre Mitaniler Ari irkina mensup ve Kürtlerin ecdatlarindan, Zagros toplulugunun bir bölümünü teskil eden Subarilerin bir koludur. Daha dogrusu yönetici tabakasinin adidir. M.Ô. 16. yüzyillarinda cok güclü ve otoriter bir hükümet kuran Mitaniler Süriye, Amuriye, Asur memleketiyle Kurdistanin Kerkük bölgesine kadar olan topraklara hüketmislerdir. Dönemin 4 büyük devletlerinden (Misir, Hayis, Kasi, Mitani) biri olan bu hükümetin baskenti Vassogani kentiydi. Mitanilerden Xanikalbat sülalesi Asuri memleketinin bir bölümünde Nusaybin kentinde müstakil bir hükümet kururlar. Sonra yavas yavas Asurilerin saldirilarina ugrayan Mitani hükümetleri kiral Asur Nasir Pal döneminde temamen Asurilerin eline gecer ve sona erer.
MERVANI KÜRT DEVLETI
Bu devletin kurucusu Hamidiyan kürt asiretinin reisi Dostik aganin oglu Bazdir, Baz, ilkin etrafina topladigi savascilarla Ercis sehrini ele gecirir, sonra sirayla Calderan, Malazgirt, Farkin, ve Diyarbakir´i denetimine alir, otoritesini yerlestirdikten sonra hicri 350 yilinda Diyarbakir merkezinde Mervani Kürt devletini kurar. Günden güne genisliyen bu devlet, Musula hüküm eden Hamidan ogullarina karsi girisilen savasta devlet baskani Baz´in bir at´tan baska bir at´aatlarken yere düsüp belinin kirilmasi ve dusmanin eline gecip sehit düsmesiyle, hicri 380 yilinda sona erer.
GOR DEVLETi
Harzemsahlar 1214´te Kürt Gor devletinin baskenti Firuzkuk´u ele gecirerek bu devletin egemenligine son verdiler. Gor devleti, Seyfuddin Suri tarafindan 1148 yilinda Kuzeydogu Iran´da kuruldu. 1148´e kadar Selcuklu devletine bagli bir beylik olarak varligini sürdüren Kürt Gor asireti, Seyfuddin Suri´nin beyligin basina gecmesi ile bu tarihte bagimsizligini ilan etti. Suri, devlet sinirlerini kisa bir süre icinde genisletti. Selcuklular ve Oguzlarla sürekli catisma halinde bulunan Gor hükümdari Giyasuddin, büyük bir saldiri baslatarak (1173) kademeli olarak Gazne, Herat, Multan, Uccah, Siudi, Esaver, Debut ve Lahor sehirlerini aldi ve Gazneli sultan Mahmud hanedanligindan arta kalanlari tamamen artadan kaldirip kardesi Muiziddin´i Gaznelilerin varsi ilan etti. Muiziddin 1192´de Kuzey Hindistan ve Bengal´i fethetti. Kutbeddin, Aybek adli kumandanini Delhi´ye genel vali tayin etti. Giyasuddin´in 1202´de Sultan Muiziddin´in bir suikast sonucu 1206´da ölmesi üzerine devlet yönetimi zayifladi, hanedanlik parcalandi. Hükümdar Giyasuddin Mahmud´un da 1212´de öldürulmesinden sonra yerine gecen oglu Bahaüddin, yogun saldirilara fazla direnemedi. Gor devletinin egemenliginde bulunan bircok sehir, bölgenin ticaret merkezleri sayiliyordu. Hükümdar Giyasuddin´in Herat´ta yaptirdii Esler Camii, Islam mimari eserlerinde yeniligi temsil etti. Kutbeddin´nin Delhi´de yaptirdigi Cuma Camii ilk Islami eser özelligini tasir.
ALAMUT ZIYAR´i DEVLETi
Ziyar devleti 1011 yilinda Alamut devletinin kurucusu Hasan El Sabah tarafindan yikildi. Ziyar devleti, kürt Dailam asiretine mensup Ziyar´i oglu Merdavic tarafindan 930´da Kürt yurdunun kuzeyinde kuruldu. Egemenlik alani Taberistan ve Cürcan´i da icine alarak güneyde Isfahan´a, batida El Cezire ve Irak´a, kuzeyde Kafkaslar´a kadar uzaniyirdu. Dailam asireti, 9. yüzyilin sonlarina dogru, Abbasi halifeligi döneminde Müslüman oldu. Hazar Gölünün güneybati kesiminde yasayan bu asiret, büyük bir askeri güce sahipti. Varligini 141.yil sürdürebilen bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Eski edebi eserler arasinda yer alan "Kábusname " bu dönemde, Ziyarlarin son emiri Keykawes´in amcasi tarafindan yazildi.
HAMDANi DEVLETi Kürt Hamdani devleti 1039´da Arap Okayli devleti tarafindan yikildi. Hamdani devleti, Seyh El Dewle tarafindan 944 yilinda Halep bölgesinde kuruldu. Bu tarihe kadar Musul merkezi Büyük Hamdani devletinin bir parcasi´idi. Söz konusu tarihde bagimsizligini ilan eden Seyh el Dewle, Halep´i merkez secti. Yukari Mezopotamya ´yi hakimiyeti altina almaya calisan Bizans Kral Romans´la Urfa´da yapilan savasta zafer kazanan Seyh El Dewle , Suriye ve Yukari Mezopotamya´nin büyük bir egemen oldu. Bagimsizligini 95 yil koruyabilen bu devlet. Harput Kürt asiretlerinin saldirilari sonucu bir hayli zayifladi ve sonucta Araplar, bu devletin egemenligine son verdi. Bu devletin, sinirlari ve süresi icinde El Mutanabbi, Ebu Firaz ve El Farabi gibi önemli sair ve bilim adamlari yetisti. Büveyhogullari devleti Kürt Büveyhogullari devleti, 1050´de Selcuklu Sultani Tugrul Bey tarafindan yikildi. Büveyhogullari devleti 934 yilinda Ali Hasan ve Hüseyin Ahmet kardesler tarafinda Güneybati Iran´da kuruldu. Deylem Daglarinda yasayan Bercenkiaver Kürt asiretine mensup üc kardes kisa bir süre icinde devletin egemenlik alanini güneyde Isfahan- Siraz, kuzeyde ise Hamedan´akadar genislettiler. Babalari ebu Suce Büveyh´ten dolayi devleti "Büveyhogullari devleti" denildi. Abbasi Halifesi Halife Kahir Billah, bu devletin egemenligini tanimak zorunda kaldi. Sürekli ic ve dis catismalarla ugrastigi icin kültür ve sanat bu devlet sinirlari icinde fazla gelismedi. Yalniz Abudüd devletinin hükümdarligi sirasinda pek cok cami, hastane, imarathane, yollar ve kuyular yapildi. Mogol istilalari sirasinda bu bölgelerde her sey yakilip yikildigi icin bu devlet hakkinda daha ayrintili bilgi bulunmamaktadir. Hasanveyh devleti Son hükümdari Ebul Mansur´un ölümü ile icerden bir hayli zayiflanmis olan hasanveyh devleti 1121´de kendiliginden dagildi. Bu devletin hükümranlik dönemi toplam olarak 171 yil sürdü. Devlet, Barzikan- Baruni asireti lideri Hasanveyh bin Hüseyin tarafindan 959 yilinda kuruldu. Egemenlik sahasi Sehrezor, Dinaver, Hamedan ve Nihavend bölgeleriydi. Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri id. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan "Nasruddin" unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldïrülünce yerine oglu Hilal gecti. Hilal da ölünce yerini oglu Tahir aldi. Hasanveyh hanedanligi Tahir´in ölümü üzerine gücünü yitirdi. Baruni asiretinin basina Iyarlar gecti. Iyarlar dönemi 989 yilinda baslamak üzerine 130 yil sürdü. Eyyubi hanedanligi devleti Selahaddin Eyyubi´nn 4 Mart 1193´te Sam´da ölmezi üzerine Kürt Eyyubi Imparatorlugu ayni yil parcalandi. Eyyubi Imparatorlugu, Selahaddin Eyyubi tarafindan Mayis 1175´te kuruldu. Cik iyi bir dini ve askeri egitim alan Selahaddin, 1165 yilinda Misir´avezir secildi. Yönetimin cesitli kademelerine yakin akrabalarini yerlestiren Selahaddin Misir´daki durumunu saglamlastirdi. Fransiz ve Bizans ordularinin müsterek saldirilarina karsi büyük basarilar elde eden Selahaddin, Islam dünyasinda kendisini büyük sempati duyulan, tam anlami ile güclü bir vezir ve önder durumuna geldi. 10 Aralik 1171´de, varligini 200 yil sürdurmüs olan Misir Fatimi halifeligine son verdi. Kardesi Turan Sah yönetimdeki bir orduyla kisa bir süre icerisinde Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldi. Eyyubilerin buralardaki hakimiyeti 50 yildan fazla sürdü. Suriye Krali Nureddin´in 13 Mayiz 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´yi dönerek orayida hakimiyeti altina aldi. Bagdat´taki Abbasi halifesi, Mayis 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin kralligini kabul ederk fethettigi topraklardaki otorutesini tanidi. Musul sehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sinirlarini Firat Nehri´ne kadar genisletti. Yukari Mezopotamya´daki kücük beylikleri de hakimiyeti altina alan Eyyubi Imparatorlugu´nun sinirlari doguda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarina, güneyde Yemen´e, batida ise Tunus´a dayaniyordu. 1187´de ku¨dus sehrini Hiristiyanlarin elinden aldi ve bu, Islam dünyasinda ona büyük bir sayginlik kazandirdi. Islam´in Sünni ögretisiyle yetisen Selahhadin, kurdugu devletin resmi mezhebinin de Sünni oldugunu ilan etti. Dinde yaptigi reformlardan dolatyi, adi Yusuf iken, dini islah eden anlaminda "Selahhadin " olarak degistirildi. Eyyubiler döneminde pek cok Kürt yazar, sair, bilim adami ve aydin yetisti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu saadet, Ibnul Esir el Cezeri ( Nasrullah ) bunlardan birkacidir. Alamut devleti Alamut Kürt devleti Mogol Hükümdari Hulagu Han tarafindan 1256´da yikilarak ortadan kaldirildi. Alamut dvleti Hasan El Sabah tarafindan 1011´de kuruldu. Hasan El Sabah, Ismailiye mezhebi dini ögretisi temelinde güclü bir örgütlenme yaratip, Kürt asiretlerini harekete gecirecek bir ic ayaklamayla Ziyar devletine son verdikten sonra, ayni topraklarda dini esaslara dayali bu devleti kurdu. Bagimsiz varligini 179 yil sürdüren bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Devletin son hükümdari olan Hür Sah, Mogollar tarafindan idam edildi. 1124 yilinda ölen, etkileyici dini ilder ve basarili bir devlet yöneticisi olan Hasan El Sbah icin Marko Polo söyle diyor: " Bu kisi yüksek daglik bölgede bir sevgi cenneti kurdu. Cok zengin bir hazineye sahip idi. Kurmus oldugu bu cnnet nedeniyle Islamiyet icerisinde kisa zamanda genis bir taraftar kitlesi buldu. Islam ülkelerinin her tarafindan binlerce genc, bu cennete girmek icin akin ediyordu."
MAHABAD KÜRT CUMHURIYETI
1944 "Komela Jiyana Kurd " adiyla kurulan örgüt, 1945 yilinda Qadi Muhammed baskanliginda "Kurdistan Demokrat Partisini" kurar. Mahabatda dini ve siyasi sayginligi olan Kadi Muhammed, 21.01.1946 tarihinde Mahabadin en büyük camisinde parlemento hazirlik toplantisini yapar, 22.01.1946 tarihinde Carcira meydaninda Kürt cumhuriyetini ilan eder. Bütün Kürt ve asiret gruplarinin bulundugu bu tarihi toplantida, Kadi Muhammed Sovyetler birliginin maddi ve manevi destegine degindi gibi Azerbeycan halkinin dostlugunuda dile getirir. 11.02.1946 tarihinde parlementoda yemin ictikten sonra göreve baslar. 23.04.1946 da Kürt ve Azerbeycan hükümetleri arasinda dostluk imzalanir. Genc ve dinamik olan Kürt hükümetinde erkekler yer aldiklari gibi kadinlarda yer alir.
Devlet Başkanlığını Gazi Muhammed ve Savunma Bakanlığını Molla Mustafa Barzani’nin yer aldığı cumhuriyet, 17 Ocak 1947 yılında İran rejimi tarafından yıkıldı ve 31 Mart 1947 yılında Qazi Muhammed idam edildi. Kürt Cumhuriyeti'nin yıkılmasıyla Molla Mustafa Barzani çatışmalardan sağ kalan peşmergeleriyle Sovyetler Birliğine geçer.
Mahabad Cumhuriyeti döneminde "Ey Reqîp" adlı şiir Kürtlerin ulusal marşı olarak kabul edildi.
DÜN KÜRT YOKTU BUGÜN KURDISTAN
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri Türk Devleti’yle Kürt halkı arasında bazen komik, bazen trajik, bazen de trajikomik olaylar yaşanıyor. Yaşananlara baktığımızda, kızmak mı, gülmek mi yoksa ağlamak mı gerekir, doğrusu bilemiyorum.
Bildiğiniz gibi son yıllara kadar Türk yöneticileri, Kürt varlığını hep inkar ederlerdi. Bu süre içinde anlı şanlı Türk bilim adamları, Kürtlerin Türk olduklarını ispat etmek için, günümüz insanlarını güldüren bilimsel teoriler üretip durdular. Kürt aydınları da, işkence, hapishane ve ölümü göze alarak, bu yalanlara karşı çıktılar. Kürt diye bir halkın olup olmadığı üzerine yürütülen bu tartışmalar yüzünden, çok acılar yaşandı, zaman kaybedildi, buna rağmen geri kalmışlık zinciri kırılamadı.
Türk yöneticileri, 82 yıldır Kürtlerin insani ve ulusal haklarımızı ayaklar altına aldılar. Kürtçe konuşmamızı ve yazmamızı yasakladılar. Binlerce Kürt yurtseverlerine işkence yaptılar, zindanlara attılar. Köyümüzü, tarlalarımızı, ormanımızı yakıp yıktılar. Bizleri sokak ortasında öldürdüler. Önderlerimizi dar ağaçlarında astılar.
“Kürt diye bir halk yoktur” dediler, ama binlerce Kürdü,”Kürtçülük yapıyor” diyerek yargılayıp cezalandırdılar. “Kürtçe diye bir dil yoktur.” dediler, ama Kürtçe olan milyonlarca kaseti topladılar; tonlarca gazete, dergi ve kitabı toplatıp yaktılar.
Türk devleti “Kürt yoktur.” dedikçe, binlerce Kürt aydını, köylüsü, zaman zaman ağası, beyi, şeyhi ve dedesi “Biz kürdüz.” diyerek bu ret ve inkar politikasına karşı mücadele ettiler. Bu kararlı direnç sonucunda Türk devleti, başını taşa vura vura Kürt gerçeğini kabul etmek zorunda kaldı. Yani Kürt halkı, içinde bulunduğu zor koşullara rağmen, büyük bir özveriyle direnip varlığını bunlara zorla kabul ettirdi.
Şimdi de beylerimiz “Kürdistan diye bir ülke yoktur.” diyorlar. Belli ki, bu konuyu da kendilerine ayni yöntemle kabul ettirmek zorundayız. Sağlık olsun, biz her konuda olduğu gibi bu konuda da üzerimizi düşen görevimizi özveriyle yerine getireceğiz. Gerisini de onlar düşünsün.
Kürdistan, asırlardan beridir dünya haritalarında yer alıyor. Ama beylerimiz bunu bir türlü kabul etmiyorlar. Türk aşiretleri bundan 930 yıl önce geldiklerinde, bu coğrafyada, Bizanslılar, Kürtler, Ermeniler ve Pontuslar oturuyordu. Onlar, istila ettikleri bu coğrafyadaki tüm isimleri değiştirdiler. Kostantinpolis, Kılikya, Karya, Millet, İonya, Anatoliya’yı; Amed, Tuşba, Çolamerg, Ruha, Agıri, Dersim, Cizirê Bota isimlerini Türkleştirerek, buraları Türklerin anayurdu haline getirdiler. İstila ettikleri bu coğrafyanın ismini de Türkiye koyarak uyduruk bir ülke yarattılar.
Şimdi bu beylere, “İyi güzel, diyelim ki sizin dediğiniz gibi, bu coğrafyada Kürdistan diye bir ülke yok. Peki Türkistan diye bir ülke var mı?” diye sorsak ne cevap verirler acaba? Peki, Türkistan adında bir ülkesi yok mu? Var elbette. Ama orası, batısı bugün Türkistan adıyla bir devlet, dogusu da Çin sınırları içindedir. Sen kalk kendi ülkeni başkasına terk et, sonra gel başkalarının yurdunu işgal edip üzerine yat. Tüm coğrafi isimlerini Türkleştir. Sonra kalk, coğrafyanın gerçek sahibinin varlığını inkar et. Onları yok say ve yok etmeye kalk. Oh! yemede yanında yat. Yok ya, anan güzel mi?
Bu sütundan tüm Türk büyüklerine sesleniyorum. Çok değil 90 yıl önce çizilmiş bir haritada, Türkiye adında bir ülkenin olduğunu bana gösterebilir misiniz? Ama bin yıl önce çizilmiş her haritada Kürdistan isimli bir ülkenin var olduğunu görebilirsiniz. Bu durum karşısında hala “Kürdistan diye bir ülke yoktur.” Diyerek nereye varmayı düşünüyorsunuz?
Başınızı taşa vura vura, Kürt varlığını nasıl kabul ettiyseniz, Kürdistan’nın varlığını da öyle kabul etmek zorunda kalacaksınız. Sakın, “Dişimizi sıkalım, gün gelir Kürt toplumundaki taşlar biter” diye boş hayallere kapılmayın. Biz de taş, görevini yapacak çok insan malzemesi var. En iyisi gelin, siz bu kafayı değiştirin. Ne sizin kafanız kırılsın, ne de bizim taşlarımız eza ve cefa çeksin.
Biz bu ülkenin gerçek sahibiyiz. Siz, kendi ülkenizi başkalarına bırakıp, bizim ülkemize göç ettiniz. Biz, sizi misafir gibi ağırladık. Aradan uzun bir zaman geçti. Der demez, artık aileden biri haline geldiniz. Ama sizler bununla yetinmiyorsunuz. Hem ülkemizi sahip çıkıyorsunuz, hem de bizi kendinize ortak olarak kabul etmiyorsunuz. Dünyada insaf denilen bir şey var. Sizin atalarınızın sözüyle, “Dağdan gelip bağdakini kovuyorsunuz.” Bu kadar da insafsızlık ve vicdansızlık olur mu?
|